Timsahın doğuşu
Bursaspor'un simgesi timsah, bir yöneticinin izlediği belgeselden yola çıkılarak hayat buldu. 1992 yılında yeşil-beyazlı yönetimde yedek üye olarak yer alan Lemi Keskin, o yıllarda takımın sembolünün inci olduğunu ve genellikle “Yeşil inci” olarak telaffuz edildiğini söyledi.
Beşiktaş ile 1992 yılında İnönü Stadı'nda bir maç yaptıklarını ve 0-0 berabere kaldıklarını anlatan Keskin, şunları kaydetti: “Mart ayındaki bu maçtan sonra takımın sembolünün durağan yerine hareketli olması gerektiğini düşündüm. Kartal havada uçarken onun karşısında inci pek uymuyordu. O dönemlerde yeni sembolü düşünürken belgeselde timsahın boğayı parçaladığını gördüm. Timsah ilk etapta bana sıcak geldi. Yöneticilere ve kulüp başkanına konuyu anlattım, ama kolay olmadı. Marttan ağustosa kadar tanıdığım, tanımadığım birçok Bursaspor taraftarına sembolün nasıl olması gerektiğini sordum. Takımın rengi yeşildi. Sembol, hayvan veya yeşil olmalıydı. Buna en uygun olanı da timsahtı. Sonunda ağustos ayında yapılan yönetim kurulu toplantısında takımın sembolü timsah olarak belirlendi.”
Keskin, Bursaspor'un ünlü gol sevinci olan “Timsah yürüyüşü”nün ise ilk kez Ugandalı futbolcuları Majid Mussisi tarafından yapıldığını belirterek, kulüp olarak o dönemlerde timsah ve Bursaspor ile ilgili belgesel bile hazırlattıklarını anlattı.
Fransızlar'ın korkulu rüyası "Şahin Bey"
Gaziantepspor'un ambleminde yer alan, takımın sembolü olan “Şahin” ise Fransızlara karşı kentin savunmasında önemli rol üstlenen Şahin Bey'den geliyor.
Halk tarafından “Şahin Bey” olarak bilinen Mehmet Sait, 1911'de Trablusgarp Savaşlarına gönüllü olarak katıldı. Balkan Savaşlarında, Birinci Dünya Savaşında Çanakkale, Romanya, Filistin cephelerinde savaşan Şahin Bey, Fransızlara karşı Antep savunmasını her şeyin üstünde tuttu.
Gaziantepspor tarihinde önemli yere sahip Şahin Bey, kentin futbol kulübüne Şahin simgesini veren isim oldu. Hatta, takımın rengi Fransızlarla çarpışan çetelerden akan kanın rengi kırmızı ile matemi simgeleyen siyah olarak belirlendi.